“Yağmacı Dergiler”deki Makalelerin Bilimsel Etkisi Çok Az

“Yağmacı Dergiler “deki yüzlerce makalenin analizi, %60’ının hiç alıntı yapılmadığını gösteriyor.

Yapılan bir analiz, ‘yağmacı’ dergilerde yayınlanan makaleler bilim adamlarından çok az ilgi gördüğünü ve saygın yayınlardan çok daha az alıntılandığını ortaya koymaktadır.

Yağmacı dergiler, yazarlardan yüksek makale işleme ücretleri talep etmekle kalmayıp, bunun yanı sıra çok büyük önem arz eden meslektaş değerlendirmesi veya diğer kalite kontrolleri gibi yapılması gereken yayın hizmetlerini sağlamayan dergilerdir. Araştırmacılar ve yayıncılar uzun zamandır bu uygulamaların literatürü kalitesiz çalışmalarla doldurarak araştırmaya zarar verebileceği korkusunu dile getirdiler.

Fakat analiz yazarları, 21 Aralık’ da ön baskısı arXiv sunucularında yayımlanan analizde [1], yağmacı dergilerin akademisyenler arasında oldukça sınırlı bir okuyucu kitlesinin olduğunu ve bu sebeple bilim üzerinde etkilerinin çok az olduğunu dair bulgularını ortaya koydular.

Sınırlı Okuyucu

 

Araştırmacılar, Teksas, Beaumont’taki bir yayıncılık analiz şirketi olan Cabells’in küratörlüğünü yaptığı araştırma kapsamında, bu tür yayınların bir listesinde yer alan 10.000’den fazla başlıktan 250 yağmacı dergi seçildi. Daha sonra 250 derginin her birinden 2014 yılında yayınlanan bir makale seçtiler. Google Akademik arama motorunu kullanarak, yayınlanmasından bu yana beş yıl içinde her bir makaleden kaç kez alıntı yapıldığını manuel olarak kontrol ettiler.

Makalelerin yaklaşık olarak %60’ına hiç atıf almadı ve %38’ine 10 defaya kadar atıf yapıldı. Makalelerin %3’ünden azı 10’dan fazla atıf alırken ve hiçbiri 32’den fazla atıf almadığı tespit edildi (bkz. ‘Sınırlı okuyucu sayısı’).

‘Abartılı’ zarar?

Çalışmanın ortak yazarı olan Helsinki’deki Hanken Ekonomi Okulu’nda bilgi sistemleri bilimcisi Bo-Christer Björk, yağmacı dergilerdeki makalelere atıf yapılmamasının, bu yayınların neden olduğu zararın abartılmış olabileceğine işaret etti. “İnsanlar alıntı yapmazlarsa, muhtemelen bu makaleleri okumazlar dolaysıyla başkalarının araştırması üzerinde çok az etkisi olur.”

Londra’daki Hindawi’nin Açık Erişim Yayıncısı ve Araştırma Bütünlüğü Başkanı Matt Hodgkinson, sonuçların pek şaşırtıcı olmadığını ve pek çok akademisyenin de yağmacı dergi makalelerine çok fazla atıf yapıldığını düşünmediklerini söylüyor. Ancak çalışmanın küçük çaplı olduğuna da dikkat çekiyor. “Şüpheli yağmacı dergilerdeki tahmini makale hacmi düşünüldüğünde 250 makalelik bir örneklem oldukça düşük” olduğunu vurguluyor. Her yıl yağmacı dergilerde yüz binlerce makale yayınlanıyor. Örneğin, Björk’ün de ortak yazarı olduğu bir 2015 araştırmasında, [2] bu tür yağmacı dergilerin yayın çıktılarını 2010’da 53.000’den 2014’te yaklaşık 420.000’e çıkardığını tespit edildi.

Björk, ekibinin son analizinin az sayıda makaleye incelediğini kabul ediyor, çünkü alıntıları manuel olarak saymanın zahmetli süreci, analiz edilebilecek veri miktarını da sınırlamış oluyor. Ancak 250 adedinde bir örneklemenin çalışmanın sonuçlarından emin olmak için yeterli olduğunu da savunuyor.

Hodgkinson, bulgulara rağmen, yağmacı dergilerin bilim ve bilimsel yayıncılık için çeşitli şekillerde hala bir tehdit oluşturduğunu vurguluyor. Araştırmacıları ve kurumları ödemeleri için kandırıyorlar, hatalı makaleleri geri çevirmeyi reddediyorlar ve meşru açık erişimli dergilerin itibarını zedelediğini belirtiyor.

Çeviri: Oğuzhan Koç, 

 Kaynak: Nature 

  1. Björk, B.-C., Kanto-Karvonen, S. & Harviainen, J. T. Preprint at https://arxiv.org/abs/1912.10228 (2019).
  1.  
  2. Shen, C. & Björk, B.-C. BMC Med. 13, 230 (2015).

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir