Akademik Özgürlük, Birbirinden Farklı Olan Öğrencilere Saygı

McGill Provost’a göre üniversiteler akademik özgürlüğü savunabilir. Ayrıca eşitliği, çeşitliliği ve kapsayıcılığı geliştirebilir ve geliştirmelidir.

The Arts Building at McGill University in Montreal, on Wednesday, February 4, 2015. "Instructors are free to teach the content they feel is germane to their students' learning in their courses. Students are free to challenge that content if they feel so inclined," McGill University provost Christopher P. Manfredi writes.4 Şubat 2015, Çarşamba, Montreal’deki McGill Üniversitesi Sanat Binası. “Eğitmenler, öğrencilerinin derslerinde önemli düşündükleri içeriği öğretmekte özgürdürler. Öğrenciler, isterlerse bu içeriğe meydan okumada özgürdürler.” McGill Üniversitesi vekili Christopher P. Manfredi yazıyor. FOTOĞRAF DAVE SIDAWAY / Montreal Gazette

Akademik özgürlük, zorunlu olarak modern üniversitenin bel kemiğidir. Geniş bir koruma alanı verilir ve bunun iyi bir nedeni vardır. Bilim insanlarının herhangi bir araştırma hattını takip etme veya herhangi bir argümanı savunma yeteneği (kendi üniversitesi, hükümet veya özel aktörlerin müdahalesi tehdidinden uzak) bilginin ilerlemesi için gereklidir.

Aynı zamanda, bugün, her zamankinden daha fazla, üniversitelerden eşitliği, çeşitliliği ve kapsayıcılığı (EÇK) ilerletmeleri isteniyor. Bu aynı zamanda iyi bir sebepten dolayıdır. Diğer birçok kurum gibi, çoğu üniversitenin demografisi henüz toplumumuzun demografik özelliklerini yansıtmamaktadır. Kadınlar ve yeterince temsil edilmeyen diğer azınlık grupların üyeleri üniversite hayatını (en azından bazen) ayrıştırıcı ya da hoş karşılanmayan olarak deneyimleyebilirler. Herkes için erişimi ve başarıyı artırmayı amaçlayan yükseköğretim kurumlarımızda EÇK’yı geliştirmek için devam eden çabalara ihtiyaç vardır.

Akademik özgürlüğün ve EÇK’nın üniversitelerimiz için kritik öneme sahip olduğu düşünüldüğünde, son kamusal tartışmalarda birbirini dışlayan olarak sunulmaları talihsiz bir durumdur, sanki birinin ilerlemesi diğerini zayıflatıyormuş gibi. Bunu rahatsız edici ve yanlış yönlendirilmiş buluyorum. McGill’in bir temsilcisi olarak, üniversitemizin baş akademik görevlisiyim. Akademik özgürlüğü her zaman şiddetle teşvik ediyor, destekliyor ve savunuyorum. Aynı zamanda, McGill’in EÇK’yı ilerletme çabalarından da gurur duyuyorum. Çalışmamız, akademik özgürlüğü ve EÇK’yı aynı anda güçlü bir şekilde sürdürmenin sadece mümkün değil, aynı zamanda gerekli olduğunu da göstermiştir.

Geç dönem tartışmalarının çoğu, özellikle içeriğin EÇK’yı tehdit ettiği söylendiğinde, öğrencilerin rahatsız edici buldukları ders içeriğine itiraz etmelerine izin verilip verilmeyeceği etrafında dolanmıştır. Cevap bana göre açık. Elbette öğrenciler derslerinde karşılaştıkları içeriğe itiraz edebilirler. Ancak salt itirazlar asla kurumsal kınama veya disipline yol açmamalıdır. Hepimiz, alışılmışın dışında ya da “zahmetli” öğretim ve araştırma faaliyetlerini bastırmak için kurumsal çabaların (bazıları yüzyıllar öncesine dayanan ve diğerleri bugün devam eden) birçok örneğinin farkındayız. Bu tür çabalar, bir üniversitenin açık diyalog ve tartışma yoluyla bilgiyi ilerletmek olan temel misyonuna aykırıdır.

Başka bir deyişle, eğitmenler öğrencilerinin derslerinde öğrenmeleri ile ilgili olduğunu düşündükleri içeriği öğretmekte özgürdürler. Öğrenciler, eğer çok isterlerse, bu içeriğe meydan okumada özgürdürler. Gerçekten de, akademik içeriğe keskin ve eleştirel bir bakış açısı getirmek, üniversite öğrencilerini yapmaya davet ettiğimiz şeydir! Aynı zamanda, bir öğrencinin bir kursta karşılaştığı içerikle ilgili endişesini veya eleştirisini ifade etmesi, kurumsal “iptal” veya sözde bir “Dizin” oluşturulması ile aynı anlama gelmez.

Akademik bir topluluğun parçası olmak, bazen katılmadığımız veya itiraz ettiğimiz kavramlar ve argümanlarla, belki de şiddetle karşılaşacağımız anlamına gelir. Bu gerçeklik, üniversite deneyiminin özünde yatmaktadır. Öğrenciler, hem bireyleri hem de toplulukları etkileyen tarihsel ve çağdaş şiddet ve travma olaylarını öğrenir, okur ve klinik veya pratik ortamlarda birinci elden görürler. Bu zor olabilir ama aynı zamanda önemlidir ve asla yasaklanamaz. Bu nedenle, McGill topluluğu ile yaptığım iletişimlerde, McGill’de hiçbir fikrin, argümanın, sözün veya çalışmanın” yasak “olmadığı hususunu net bir şekilde ortaya koydum.

Aynı zamanda, öğrenciler haklı olarak, onlara meydan okurken temel haysiyetlerini tanıyan ortamlarda öğrenmeyi beklerler. Empatiyi mükemmellikle, titizlikle ve saygıyla birleştirerek, böyle bir ortam yaratmak ve tüm öğrencilerin öğrenmesini ve başarısını desteklerken en tartışmalı fikirleri veya materyali bile öğretmek mümkün hale gelir.

Christopher P. Manfredi, McGill Üniversitesi’nde vekil ve müdür yardımcısı (akademik) ve siyaset bilimi profesörüdür.

Kaynak: https://montrealgazette.com/opinion/opinion-academic-freedom-respect-for-students-not-mutually-exclusive

Çeviren;

Av. Gülfem Kocaoğlu

[email protected]

@Gulfemkocaoglu

Gülfem Kocaoğlu

İstanbul Barosuna kayıtlı Avukat Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Lisans Kadir Has Üniversitesi Özel Hukuk Tezli Yüksek Lisans (Devam Ediyor) Çalışma Alanları: Spor Hukuku, Aile Hukuku, Sözleşmeler Hukuku, Ceza hukuku, Sağlık hukuku Twitter: @Gulfemkocaoglu ,  Mail: [email protected]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir