Akran Desteği, Doktora Öğrencilerinin Zihinsel Sağlığını İyileştirmenin Merkezi

Konuk yazar Sarah Masefield, lisansüstü araştırmacıların birbirine bağlanmasına ve birbirlerine yardım etmesine yardımcı olmak için neden “Doktoranızda Nasıl Gelişir ve Hayatta Kalırsınız” projesini oluşturduğunu açıklıyor.

Doktora yapmanın kolay olmaması doğaldır, ancak akademik zorlukların yanı sıra, süreci sosyal ve duygusal olarak da zorlu hale getiren uygulamalar (bazen aşırı gereksiz bir şekilde) var gibi görünüyor. Üniversiteler, sağlık kampanyalarının başlatılması ve akademik veya kişisel destek elde etmek için yolların gösterilmesi dahil olmak üzere lisans düzeyinde ruh sağlığı sorunları konusunda artan bir farkındalık gösteriyorlar. Bununla beraber; maalesef lisansüstü araştırmacıların (PGR’ler) refahı ve akıl sağlığı üzerindeki bazı riskler büyük ölçüde göz ardı edilmeye devam ediliyor. Örneğin; yeni bir çalışma ortamına/tarzına uyum sağlamak, fiziksel (ve bazı disiplinlerde akademik) izolasyon, amirlerinin beklentilerini veya kendi beklentilerini yönetmek bu kapsamda sayılabilir. Gerçekten, lisansüstü araştırmacılar sıklıkla kendilerini araştırma, öğretme (veya diğer bazı yarı zamanlı işler) ve aile baskısı (örneğin aileden uzak yaşamak) gibi sorunların içinde buluyorlar.

2019 yılında Nature, iki yılda bir yaptığı doktora anketine katılan 6.300 kişinin %36’sının, doktoralarıyla ilgili kaygı ve depresyon için yardım aradıklarını açıkladı. Bilindiği üzere kaygı ve depresyon motivasyonu, güveni, karar vermeyi ve katılımı olumsuz etkilediğinden, dünyanın dört bir yanından bu 2.268 lisansüstü araştırmacının bu dönemde “en iyi araştırma” seviyesinde olmadığı varsayılabilir. Bu kişiler danışmanlarından kopmuş, izin istemiş veya doktora programından tamamen ayrılmış olabilirler. Bireyler üzerindeki bu bariz etkiye ek olarak bu sonuçların üniversiteler için de olumsuz etkileri vardır. Öyleyse lisansüstü araştırmacıların akıl sağlığını ve refahını daha iyi desteklemek için ne tür kolektif çaba sarf edilebilir?

“akran desteği projeleri düşük maliyetli projelerdir”

Bu soruya verilecek cevap: lisansüstü araştırmacıların akran destek projeleridir. Bu destek, araştırmacılara ve onları araştırmalarına fayda sağlayan bir lisansüstü araştırma topluluğu oluştururken aynı zamanda yardım sağlamanın düşük maliyetli bir yoludur. Bu durum projenin ücretsiz olduğu veya lisansüstü araştırmacılara bunu sağlamak için talimat verilmesi gerektiği anlamına gelmez. Aksine, bunun destekletici bir lisansüstü araştırma ekosisteminin oluşturulması ve öğrencilerin birbirleri arasında gelişmesine izin veren bir ortamı sağlayacağı anlamına gelir. Yakın zamanda lisansüstü araştırmacıların Covid-19 salgını nedeniyle yaşadığı izolasyon sebebiyle, topluluklar oluşturan bu tip uygulamalara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Bununla beraber, York Üniversitesi’ndeki böyle bir akran destek projesinin merceğinden edindiğim deneyim, akran desteğinin faydalarının yanı sıra öğrenci liderliğindeki projelerin sürdürülebilirliğini sağlamak için üstesinden gelinmesi gereken önemli kültürel ve yapısal zorlukları da beraberinde getirdiğidir.

2018 yılında (doktoramın ikinci yılında), Birleşik Krallık’ daki York Üniversitesi’nde “Doktora Programında Nasıl Hayatta Kalırsın (ve zevk alırsın)?” projesini başlattım (Projenin şimdiki adı “Doktora Programında Nasıl Gelişir ve Hayatta Kalırsın?”). Bir lisansüstü araştırma topluluğunun eksikliğinden doğan bu proje, lisansüstü eğitimin tüm aşamalarında paylaşılmak üzere lisansüstü araştırmacıların değerli bilgi ve birikimlerini toplamayı amaçladı. Onlara basit bir soru sordum: “Başlarken bilmeyi dilediğine göre şimdi ne biliyorsun?” Cevaplar, araştırmacı- danışman ilişkisinde stratejileri, 3+ yıllık bir proje için gereken zaman ve iş yükünü nasıl yöneteceğinizi ve farklı bir ülkede farklı bir akademik kültür veya dille eğitim almaya nasıl adapte olunacağını içeriyordu. Bu bilgileri toprağın altına gömmek yerine, eğitimlerine yeni başlayanlara kıdemli lisansüstü araştırmacıların bilgeliğini aktarmaya odaklanan küçük bir kitapçığa, web sitesine ve iki yılda bir yapılan çalıştaya dönüştürmenin değerli olduğuna karar verdim. Projenin gelişimi ile ilgili ayrıntılı bilgi daha önce yayınlanmış olan bir makalede mevcuttur[1].

“Sorunlar amir yerine akranlar arasında daha iyi ele alınıyor”

Bu kapsamda, bazı konuların daha derinlemesine tartışmalara ihtiyaç duyduğu açıktı. Bu nedenle “hayatta kalma”, “saha çalışması yapma”, “uluslararası öğrenci deneyimi” ve “halkın katılımı” üzerine atölye çalışmaları geliştirip gerçekleştirdik. Bu atölye çalışmalarının kapsayıcı amacı, lisansüstü bir araştırmacı topluluğu oluşturmak ve akranlar arası destek yoluyla refahı sağlamaktı. Bu 25-60 kişilik atölyelerden aldığımız geri bildirimler ezici bir çoğunlukla olumluydu ve katılımcıların % 98’i seansı faydalı olarak tanımladı. Ayrıca % 85’i hayatta kalma ve daha sonra doktoralarından keyif alma konusunda daha kendinden emin hissetti. En samimi geri bildirimlerden bazıları, oturumların açıklığı ve dürüstlüğü hakkındaydı. Gerçekten, bazı sorunların veya güvensizliklerin bir amir tarafından çözülmesi yerine akranlar arasında daha iyi ele alındığı açıktı. Bu atölye çalışmalarının başarısını takiben, ben ve proje koordinatörü Petronel Geyser, bu projenin motive olmuş öğrencilerin ilk “sınıfının” ötesinde devam etmesini ve kalıcı olmasını sağlamak amacıyla özel bir “Doktorada Hayatta Kalma Projesi” koordinatörü pozisyonu oluşturmak için üniversitede bazı çalışmalar yaptık.

İdari, mali ve teknik destek yoluyla bu tür projelerin devam eden başarısı için üniversite ile birlikte hareket etmenin kritik öneme sahip olduğu bizim için netti fakat aynı zamanda, doktora yapmanın zorlukları ve bunun üzerindeki potansiyel olumsuz etkilerin çok daha geniş bir kabulüne ihtiyacımız olduğu da açıktı. Gerçekten, akıl sağlığı- esenlik gibi konular üniversite veya bireysel yöneticiler tarafından ilgilenilmeyen hususlardandır. Bir lisansüstü araştırmacının ruh sağlığı veya refahı gibi konuların tıpkı “proje yönetimi” gibi eğitimin bir parçası olarak görülmesi gerektiği açıktır. Biraz daha zorlayıcı olan, lisansüstü araştırmacıların genellikle bir kampüse veya şehre yayılmış olması, belirli araştırma gruplarına veya buluşmaları için gerçek bir merkezlerinin olmamasıdır. Fiziksel altyapı her zaman mümkün olmayabilir, ancak herhangi bir şey hiç olmamasından iyidir.

“Sistem bünyesine zamanla ruh sağlığı ve refahı ile ilgilenen mezun danışmanlar dahil olmaktadır”

Belki de daha da zorlayıcı olan, lisansüstü araştırmacıların akran liderliğindeki birçok projede olduğu gibi proje finansmanı ve sorumluluğu yönetmek için taze kan alımıdır. Gerçekten, pek çok proje için koordinasyon rolleri vs. oldukça zaman alıcı olabilir ve bu da doktora programının zamanında yetişmesi için zorlayıcı olabilir. Dahası, lisansüstü araştırmacılar, doktoraları boyunca ilerlerken ve sonunda mezun olurken ki süreç boyunca başarılı bir plana ihtiyaç duyarlar. Üniversiteler, lisansüstü araştırma akran destek projelerinin (York’un 2021’de yaptığı ve işe alacağı) bir koordinatör olarak öne çıkıp işe alınması gerektiği yerdir.

Sistem bünyesine zamanla ruh sağlığı ve refahı ile ilgilenen mezun danışmanlar dahil olmaktadır. Danışmanlar bazen bir lisansüstü araştırmacı ile düzenli temas halinde olan tek üniversite çalışanı olabildiğinden (arkadaşlar ve aile hariç), öğrencinin belirtilerini fark edebilmeleri ve onları deneyimleri ile zenginleştirmeleri çok önemlidir. Lisansüstü araştırmacıların akıl sağlığı ve esenlik eğitiminin, tüm doktora danışmanları için zorunlu olması gerektiğine inanıyorum. Zira danışmanlar, lisansüstü araştırmacılara nasıl yanıt vereceklerini ve onlara destek için nereye yönlendireceklerini bilmelidir. Sonuçta, eğer bugünün lisansüstü araştırmacıları yarının doktora danışmanları ve geleceğin profesörleri ise, araştırma kariyerlerinin başlangıcında akıl sağlığı ve refahı için farkındalığı ve desteği artırmak için şimdi harekete geçmek, araştırma kültürünü olumlu yönde değiştirmeye başlamanın çok somut bir yoludur.

Editörün notu: İngiltere, York Üniversitesi’nde Dr. Sarah Masefield’den (@scmasefield) konuk gönderisini yayınlamaktan mutluluk duyuyoruz. Sarah, Doktora projenizdeki Thrive and Survive’ın kurucusudur. Şu anda York Üniversitesi Disiplinlerarası Küresel Gelişim Merkezi’nde araştırma görevlisi ve tescilli bir mesleki terapisttir.

Çeviren; Av. Gülfem Kocaoğlu

Twitter: @Gulfemkocaoglu

[1] https://www.nature.com/articles/d41586-019-02104-7

Kaynak: https://www.universityaffairs.ca/opinion/the-black-hole/peer-support-is-central-to-improving-phd-student-mental-health/

Gülfem Kocaoğlu

İstanbul Barosuna kayıtlı Avukat Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Lisans Kadir Has Üniversitesi Özel Hukuk Tezli Yüksek Lisans (Devam Ediyor) Çalışma Alanları: Spor Hukuku, Aile Hukuku, Sözleşmeler Hukuku, Ceza hukuku, Sağlık hukuku Twitter: @Gulfemkocaoglu ,  Mail: [email protected]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir