Doktora Öğrencilerinin Zihinsel Sağlığı Kritik Düzeyde Sorunlu!

Lisansüstü (Doktora) Öğrenciler Arasında Anksiyete ve Depresyon Giderek Artıyor!

2017 yılında, Nature dergisinin her 2 yılda bir yaptığı PhD (doktora) anketine katılan bir öğrenci, üniversitelerde, lisansüstü çalışmaların yükünü kaldırmakta zorlanan doktora öğrencilerine özel, sessiz “ağlama odaları” yapılmasını öneriyordu. O yıl, 5700 katılımcının %29’u zihinsel sağlıklarını ciddi bir sorun olarak görüyorlardı; bunların da neredeyse yarısı, doktora çalışmalarından kaynaklı anksiyete ve depresyon için yardım almıştı.

İşler kötüleşiyor

2019 yılında yapılan ve Dünya’nın her yerinden 6300 lisansüstü öğrencisinin katıldığı anketin sonuçlarına göre, öğrencilerin %71’i araştırma deneyimlerinden memnunken, %36’sı doktora çalışmalarından kaynaklı anksiyete ve depresyon için yardım aldı.

                                     Kaynak: Nature

Bu bulgular, Birleşik Krallık’taki 50.000 lisansüstü öğrencisi arasında yapılan bir çalışmanın sonuçlarıyla aynı bulguları ortaya koyuyor. İngiltere’nin York kentinde bulunan bir yüksek eğitim yönetim organizasyonu olan AdvanceHE tarafından yapılan bu anketin katılımcıları da araştırma deneyimleri bakımından pozitifti; ancak katılımcıların %86’sı anksiyete sorunu çektiğini söyledi. Bu, genel popülasyondakinden çok daha yüksek. Bu şekilde gelen veriler, Mayıs 2019’da kariyerinin başındaki araştırmacıların zihinsel sağlığı ve genel iyiliği ile ilgili bir konferansın düzenlenmesini gerektirdi. Etkinlik, yok sattı.

Öğrencilerin 5’te 1’i Taciz veya Ayrımcılığa Uğruyor

Lisansüstü öğrenciler hem yaygın bir şekilde memnun olup, hem de giderek artan miktarlarda nasıl sağlıksız olabilir? Buna yönelik bir ipucu, yeni anketin bir kısmından gelebilir: Katılımcıların 5’te 1’i zorbalığa uğradığını ve yine 5’te 1’i taciz veya ayrımcılık gördüğünü söyledi.

                                          Kaynak:  Nature

Üniversiteler daha etkili önlemler alabilirler mi? Kesinlikle. Alıyorlar mı? Hiç de değil. Endişelerini dile getiren katılımcıların çeyreği, enstitülerinin herhangi bir yardımda bulunduğunu söylediler; 3’te 1’i ise başka yerlerden yardım aradığını söyledi.

Normalde işlerinden memnun olan öğrencilerin zihinsel sağlıkları bozulacak düzeyde stres altında olmasının bir diğer ve muhtemelen çok daha kapsayıcı olan bir nedeni daha var: Giderek artan sayıda ve birçok ülkede kariyer başarısı; yayınlar, atıflar, fonlar, konferans katkıları ve şimdi, kişinin araştırmasının insanlar, ekonomi ve çevre üzerinde pozitif bir etkisi olup olmadığı ile ölçülmeye başlandı. Erken kariyer meslekleri genellikle istikrarsızdır. İlerlemek isteyen bir araştırmacı, az önce saydığımız noktaların hepsinde başarılı olmalı ve buna ek olarak kendi araştırma alanlarının tüm detaylarını öğrenmelidirler. Bu yoğun yük ile ilgili bir dizi köşe yazısı ve blog yazısı Ekim 2019’da yayınlandı.

                                     Kaynak: Nature

Sistem Genç İnsanları Hasta Ediyor

Birçok öğrenci PhD çalışmalarını akademik kariyerlerinin temeli olarak görüyorlar. Bu kariyerleri kısmen de olsa keşfetme ve icat etme özgürlüğü ve bağımsızlığı için seçiyorlar. Ama bu tarz alanlardaki bağımsızlık azaltıldığında veya tamamen ortadan kaldırıldığında sorunlar baş gösteriyor. İşte üniversiteler fonları, etki değerlerini, yayın sayılarını, üniversitelerinin resmi takip ve değerlendirme sistemlerine dahil ettiklerinde bu sorunlar görülüyor. Dahası, bir öğrencinin akademik danışmanı aynı zamanda o öğrencinin başarı veya başarısızlığının da değerlendiricisi konumunda olunca, birçok öğrencinin onlara zayıf tarafları veya zihinsel sağlık problemleri konusunda açılması pek mümkün olmuyor.

Bu giderek yükselen krizin çözümü sadece daha fazla kampüs içi zihinsel sağlık desteği ve akademik danışmanlara daha fazla eğitim vermesi gereken enstitülerde bitmiyor (ki bunların her ikisi de olmazsa olmaz!). Aynı zamanda zihinsel hastalıkların ne olduğunu anlamak ve bunların en azından kısmen de olsa performans ölçütlerine abartılı önem vermenin bir sonucu olduğunu fark etmekte bitiyor. Bu noktada tüm fon vericiler, akademik enstitüler, makale dergileri (jurnaller) ve yayıncılar sorumluluk almak zorunda.

                                   Kaynak: Nature

Sistemi baştan yaratmanın ve araştırma başarısını daha iyi bir şekilde tanımlamanın yollarıyla ilgili birçok şey yazılıp çizildi. Bunlar arasında, araştırmacıların yönelebileceği, akademik-olmayan kariyer sahalarını ön plana çıkarmak da bulunuyor. Ama akademik sahayı incelediğimizde, gerçek çok net ortada: Sistem, genç insanları hasta ediyor ve onların yardıma ihtiyacı var.

Araştırma cemiyeti, bir sonraki nesil araştırmacıları koruyucu ve destekleyici olmalıdır.

Araştırma kültürümüzde sistematik değişimlere ihtiyaç var; yoksa o genç araştırmacıları bilimden uzaklaştıracağız.

Kaynaklar ve İleri Okuma
  • Çeviren: Çağrı Mert Bakırcı,
  • Çevirinin İlk yayımlandığı yer: evrimagaci.org
  • Çeviri Kaynağı: Nature
  • Woolston. Phds: The Tortuous Truth. (2019, Kasım 13). Alındığı Tarih: 17 Kasım 2019. Alındığı Yer: Nature
  • Woolston. Graduate Survey: A Love–Hurt Relationship. (2017, Ekim 26). Alındığı Tarih: 17 Kasım 2019. Alındığı Yer: Nature
  • Neves. Postgraduate Researchers Are Positive About Their Experience Despite High Anxiety. (2019, Kasım 07). Alındığı Tarih: 17 Kasım 2019. Alındığı Yer: AdvanceHE
  • Being A Phd Student Shouldn’t Be Bad For Your Health. (2019, Mayıs 15). Alındığı Tarih: 17 Kasım 2019. Alındığı Yer: Nature

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir