Prof. Dr. Koçer Birkar: Matematik olmadan gelişmiş ülke inşa edemezsiniz

Prof. Dr. Koçer Birkar, 1 Ağustos 2018’de Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde düzenlenen Uluslararası Matematikçiler Kongresi’nde, matematik alanının “Nobel”i olarak kabul edilen Fields Madalyası ödülüne layık görüldü.

Ödül töreninde, “Umarım aldığım bu ödül 40 milyon Kürt’ün yüzünde bir tebessüme vesile” olur sözlerini sarfeden Birkar’a başkent Erbil’de Selahattin Üniversitesi tarafından fahri doktora ünvanı verildi.

“Matematik bilimini kullanmadan ülkenizi geliştiremez ve gelişmiş bir ülke kuramazsınız” diyen Birkar’a göre matematiğe hem bir bilim ve hem de bi sanat dalı gibi bakılabilir. Ünlü profesör “Yaptığım bu işin milletimi mutlu olmasına vesile olması beni de çok mutlu etti. Ama sadece bir Kürt bireyinin başarısıyla toplum gelişemez, daha fazla insan yetiştirmemiz gerekiyor. Birini yetiştirmek de çok fazla zaman ve emek gerektiriyor” dedi.

Prof. Dr. Birkar Rûdaw TV’de Hiwa Cemal’in sunduğu “Rûdawi Emro” programına konuk olarak kendisine yöneltilen soruları yanıtladı.

Çalıştığınız alan Kürt halkının dilinde zorlu ve eşi bulunmayan bir alan olarak değerlendiriliyor. Bilim detayına girmeyeceğim fakat şunu sormak istiyorum; Matematiğin hayatın ve dünyanın değişiminde ne gibi etkileri var?

 Matematik sanıldığı kadar zor bir alan değil ama böyle görünmek istendiği için algı bu yönde. Matematiğe bir sanat gibi, bir bilim dalı gibi bakabilirsiniz. Bu alanda ne kadar ilerleme kaydederseniz o kadar ilginç ve zevkli olduğunu göreceksiniz, zor olmadığına şahit olacaksınız. Sorunuza gelecek olursak; bu gün dünyada üretilen birçok şey, buna teknolojik aletler dâhil, matematik bilimi sonucu ortaya çıkarılmıştır. Bugün herkesi elindeki akılı telefonlar, matematik biliminin yüzyıllarca kullanılması sonucu üretilmiştir.

Hem başkent Erbil’deki törende yaptığınız konuşmada, hem de daha önceki röportajlarınız da şunları vurguluyorsunuz; bir insan nasıl ki şiiri ve edebiyatı seviyorsa ve bununla ilgili yeteneğe sahipse, siz de matematiği sevip ilgi duymuşsunuz. Bir insan böylesi kafa yorucu bir bilim dalına nasıl sempati duyar ve sever? 

Gelişmiş ülkeler bu konuda çok çalışıyor. Okul çağına gelmemiş çocuklardan başlayarak temel matematik sanatını aşılamaya başlıyorlar.  Çünkü bu ilgi çocukluktan itibaren başlıyor, yani 30 yaşındaki bir insanda oluşacak bir şey değil üzerinde çalışılması gerekiyor.

Üzerinde çalışılması gerekiyor anlıyorum, peki neden devletlerin ve hükümetlerin matematiğe önem vermeleri gerekiyor? 

Çünkü daha önce ifade ettiğim gibi; gerek teknolojik gelişmeler gerek ekonomi alanlarında hata üniversitelerde okunan bilimlerin çoğunda matematik önemli bir yer kapsıyor. Bütün bu anlattıklarım da matematiğin önemli bir rolü ve etkisi var. Matematik olmadan yeni bir şey yapmanız ya da icat etmeniz mümkün değil. Ancak taklitle yetinebilirsiniz. Matematik bilimini olmadan ülkenizi geliştiremez ve gelişmiş bir ülke kuramazsınız.

Matematikte kadın ve erkek yeteneklerini karşılaştıracak olursak aralarında fark olduğunu  ya da birinin diğerinden daha zeki olduğunu daha çabuk bu alanda ilerleme sağlayacağını söyleyebilir miyiz, veya kısaca kadın ve erkek arasında fark var mı?

Bu güne kadar böyle bir argümanın ispat edildiğine şahit olmadım. Kadın ve erkek arasındaki farkın daha çok kültürel ve toplumsal olduğunu söylemek mümkün. Yüz yıl öncesine dönecek olursa erkeklere farklı misyonlar uygulandığını, matematik okumaları için daha fazla teşvik edildiğini, kadınların da farklı alanlara yönlendirildiğini göreceksiniz. İnsanların beyn yapısından ziyade daha çok toplumsal öğretilerin yaptığı ayrımcılıktan kaynaklandığını söyleyebilirim.

Hangi ülkelerin öğrencileri matematik alanında zeki ya da yetenekli olduğunu söyleyebilirsiniz?

Matematikte gelişmiş ülkeler arasında ABD, Fransa, İngiltere, Rusya ve Japonya gibi ülkeler, tabi ki başka ülkelerde var.

Matematik bilim diğer bilimlerle ne kadar bağlantılı?

Daha önce de ifade ettim. Matematik hem bilim olarak hem de sanat olarak bakabiliriz. Diğer bilimlerde bu özellik yok mesela. Matematiğin fizik, kimya ve mühendisliğin bütün bölümleriyle bağlantısı olduğunu ayrıca teknoloji, ekonomi ve astronomi gibi birçok bilim dalı ile ilişkili olduğunu söyleyebilirim. Özellikle bilim ve teknoloji ile direk bağlantılı olduğunu söylemek mümkün.

Sayın Profesör, dünyaca ünlü Cambridge üniversitesine girmeyi nasıl başardınız?

Ben çocukluk yaşlarımdan itibaren matematiğe ilgi duydum. Bu ilgi 15, 16 yaşlarına geldiğimde matematikle daha çok haşir neşir olmamı sağladı. Cambridge gibi bir üniversiteye ulaşmamın ya da dünya çapında bir ödül almamın sebebi sadece bir okul diploması almakla izah edilemez. Bence bu daha çok yıllarca verdiğim emeğin karşılığıydı. Matematik tutkunuz olmalı bana göre bir tutku o yüzden bu çok önemli.

Kürdistan’daki öğrencilerin birçoğu dünya çapında üniversitelerde eğitim almayı hayal ediyor. Siz onlara ne önerirsiniz ya da dünyadaki yüksek seviyeli üniversitelerde eğitim anlamaları için ne söylemek istersiniz?

Dünyanın en iyi 10 üniversitesinden birine girmek gibi bir şart yok. Girebilirseniz ne ala ama dünya sıralamalarında en iyi 100 üniversiteyi de kazanmanız iyi bir şey. Bir Kürt bireyinin her şeyden önce konuyu anlaması ve öğrenmesi gerekiyor. Cambridge’ye ulaşmak ya da ödül almak bir amaç olmamalı, o sadece bir neticedir. Amaç o bilimi anlamaktır, yaptığız işten haz almaktır. Bu matematikte olabilir sanat da, bilgisayar ya da başka bir alanda olabilir.

Fields ödülünü aldığınız da daha çok etnik kimliğimizi yani Kürt olduğunuzu öne çıkardınız. Buda oldukça dikkat çekti. Neden milli kimliğinizin ön planda olmasını istediniz?

Ben bir Kürt’üm, bu konuda seçim yapmak gibi bir durum söz konusu değil. Kürt’sün ya da değilsin bu çok normal bir şey. Malesef Kürt bireylerin yükseköğrenim alanında diğer milletlere nazaran geride durduklarını söyleyebilirim. Kürt halkının da örnek şahsiyetleri olmalı diye düşünüyorum. Olmalı ki gençlerimiz onların gittiği yoldan gitsin. Türk, Fars ve Arap milletleri arasında böyle şahsiyetler yetişiyor, neden Kürtlerde de olmasın? Bende geçlerimize örnek olabileceğim için çok mutlu oldum.

Fields ödülü almadan önce, günün birinde böyle bir ödül alacağınız ve ünlü olduğunuzda Kürt kimliğinizi ön plana çıkarma gibi bir fikriniz var mıydı?

Ödül alırken kendimi Kürt olarak tanıtacağım gibi bir düşüncem olmadı, çünkü zaten Kürt’üm, doğduğumda Kürt’tüm, öğrenciyken Kürt’tüm, Rojhalat’ta Merivan’dayken Kürt’tüm. İngiltere’ye gittiğim zaman da Kürt’tüm. Çocuğum olduğunda ona Kürtçe öğretmeye başladım. Savunduğunuz şeye inanıyorsanız sürekli “Kürt’üm” demenize gerek yok, bu siyasi bir tercih değil, ulusal ve kültürel bir haktır. Devletler nezdinde kültürel haklar siyasi bir taleplerden çok daha önemlidir.

Size verilen denklemleri çözündüğünüzde, siz kendiniz de yenilikler katınız mı? Matematik biliminde hangi ölçüde yenilik yapılabilir ve bu ilerletme ne kadar önemli?

Matematik bilimi geniş yelpazesi olan bir alan ve her bölümü ayrı ayrı önem içeriyor. Siz eğer yeni denklemler çözerseniz, ya da yeni çözüm yolları keşfederseniz bu oldukça önem arz eder. Bazen başka denklemler içerisinde diğer bir problemi çözüme ulaştırıyorsunuz. Mühendislik, fizik ya da astronomi konularını örnek gösterebiliriz. Dediğim gibi, geniş tabanlı bir konu, herkes kendine göre çözüm yolu arayabilir.

Ülkemizde matematik dersi okunurken öğrenciler yorulduklarını söylüyor, bazen bir problemin üzerinden bir daha geçemeyeceklerini söylüyorlar. Böyle bukkınlılar hisseden öğrenciler için ne önerirsiniz? Çoğu zaman üniversiteyi bitirmiş öğrencilere hangi dersiniz ağırdı diye sorulduğunuzda “Matematik” diyorlar, bunu sebebi nedir? 

Aslında bunun büyük bir bölümü eğitim sistemiyle alakalıdır. Bu konu öğretmenle öğrenci arasındaki ilişkiyle alakalıdır. Mesela öğretmenin öğrencilerini hangi yöntemlerle eğitmesine bağlıdır. Bir ülkeden diğer bir ülkeye gittiğinizde oradaki değişiklikleri bariz bir şekilde görüyorsunuz.

Singapur, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin bu konuda çok fazla çalışmaları var. Uzun bir tarih söz konusu, bu 10 ya da 20 yılda olacak bir şey değil. Bu konudaki gelişmeler yüzlerce yıl öncesine dayanıyor. Kurulan bu düzen uzun yıllar sonucu yapılan bilim alışverişi sonucu ortaya çıkmıştır. Kürdistan Bölgesi’nden bahsediyorsanız, 30 yılık bir geçmişi var. İyi ve başarılı bir eğitim için öncelikle sistemin oturması lazım.

Yaratıcı ve yeteneği olan öğrenciler için hükümetin, bakanlık ve okudukların ne yapması lazım? Mesele İngiltere hükümeti böyle öğrenciler için neler yapıyor?

 İlerlemek ve öğrenmek isteyen öğrenclerle ilk başta öğretmenleri ilgileniyor, ona okumasını istediği kitapları öneriyor, konferanslara gitmesini istiyor. Bazen üniversitelerde lise öğrencilerine özel konferanslar ve toplantılar yapılıyor.

Birçok yönüyle diğer öğrencilerden farklı olan öğrencilere zaman konusunda ya da başka konularda farklı davranılıyor mu?

Daha fazla zaman ayırılabilir, farklı muamele edilebilir. Ancak bu daha çok öğrencinin kendisine bağlı bir konu. O daha çok öğrenmek istediğini gösterdiğinde öğretmeni de gittiği yoldan onu götürmek ister.

Bir öğretmen zeki çalışkan ve yaratıcı bir öğrenciyi nasıl tespit edebilir?

Öğretmenin de bu konuda tecrübe sahibi olması gerekiyor. Öğretmeninde daha önce iyi bir eğitimden geçmiş olması gerekiyor. Matematikte başarılı olmayan bir öğretmen iyi bir öğrenciyi nasıl yetiştirebilir? Çoğu zaman bazı öğretmenlerin mecburiyeten hocalık yaptığı oluyor. Bu durumda olumlu bir sonuç bekleyemeyiz.

Matematiğe olan tutkunuz nasıl ortaya çıktı ya da karşılaştırma yaptığınızda matematik yeteneğinizin diğer derslerle göre daha iyi olduğunu nasıl anladınız?

Farklı bir yeteneğim olduğu söylenemez. Halkımızın şunu anlaması lazım; eğer matematik veya başka bir konuda başarılı olmak istiyorsanız bu farklı bir yeteneğe sahip olacmanız gerektiği anlamına gelmiyor. Bu tamamen eğitimle alakalı bir şey, çocuğunuzun yapacağı şeyi sevmesi için oınu eğitmelisiniz. Çocuğunuz doğası gereği oynamayı sever, siz eğer matematiği oyun gibi çocuğunuza aşılarsanız daha iyi anlamaya başlar. Ama zorla öğretmeye çalışırsanız o bunu sevmez. Evde ve okulda aldığı eğitimle alakalı bir durum söz konusu.

Rojhalat’a dönüp orada bilim alanında çalışmalarınıza devam etmek ister miydiniz ya da işiniz gereği İngiltere’de mi olmanız gerekiyor?

İhtiyaç da olsa benim yurtdışında kalmam gerekiyor. Çünkü kaliteli bir araştırma için özel bir atmosfere ihtiyaç var. Siz eğer matematik dünyasından koparsanız yavaş yavaş gerilersiniz. İsteyen biri elbette Kürdistan Bölgesi veya Rojhalat’ta da araştırma yapabilir. Ama çok daha yükseklere çıkmak istiyorsanız gezmeniz gerekiyor. Bu yüzden Rojhalat’ta olursan araştırmalarım için atmosferin uygun olması gerekiyor ki bu alanda ilerleyebileyim. Haftada 15 saat ders verirseniz araştırmaya zamanınız kalmaz. Ben mesela Cambridge Üniversitesinde haftada 3 saat ders veriyorum geri kalan zamanımı araştırmaya adıyorum. Orası araştırmaya ağırlık verebilmeniz için gelişmiş bir sisteme sahip.

Ödül almanız bütün Kürdistan halkı tarafından sevinçle karşılandı. Kürdistan halkına ne söylemek istersiniz, bilime önem vererek gelişmemiz için ne önerirsiniz?

Yaptığım bu işin milletimin mutluluğuna vesile olması beni de çok mutlu etti. Ama Kürt halkı bir ya da iki bireyin başarısıyla gelişemez, daha fazla insan yetiştirmemiz gerekiyor. Birini yetiştirmek için ona çok fazla zaman ve emek vermeniz gerekiyor. Bir ya da iki yıllık iş değil bu. İktidardaki tüm hükümetlerin bu konuda çalışması gerekiyor. Şuan İran matematikte ilerideyse bunun nerden baksanız 100 yıllık bir geçmişi var. Farsça yazılan matematik kitaplarına bakın, onu Kürtçe yazılan kitaplarla karşılaştırın, onların yaptığı çalışmayı göreceksiniz. İlerlemenin yüz yıllık çalışmanın neticesi olduğunu göreceksiniz.

Şu soruyu sormadan geçemeyeceğim, ödül töreninden sonra ödülünüz çalındı, bu nasıl oldu?

Ödülü ilk aldığımda çantamın içinde yanımda duruyordu. Beni tebrik etmek için yanıma çok sayıda insan geldi. Demek ki o sırada bir yanıma gelerek çalmış. Aslında Brezilya hırsızlık konusunda meşhur bir ülke biliyorsunuz, bu benim de başıma geldi. Birkaç gün sonra ödülün aynısını takdim ettiler, bu olay sayesinde ödülüm dünya gündemine oturdu. Herkes bu konuyu konuştu ve herkes Kürtleri tanıdı. Kürtler genelde savaş veya trajedi içerikli haberler sayesinde tanınıyor. Oysa Kürtler sadece savaş ve trajedilerle değil, bilimle de tanınmalı. Bu ödül sayesinde hem bir çok kişi Kürtlerin farklı bir yüzünü tanıdı hem de bir millet bu sayede sevinmiş oldu.

Selahaddin Üniversitesi tarafından Fahri doktora unvanına layık görüldünüz ne hissediyorsunuz?

Çok mutluyum! Bu benim için iftihar kaynağı, sanırsam benden önce iki kişi daha bu ödülü almış. 50 yıllık geçmişinde iki kez bu ödülü veren bir üniversiteden böyle bir ünvan almak faklı ve sevindirici bir duygu.

 

Kaynak: RUDAW.NET

Ropörtaj: Rûdaw TV, Hiwa Cemal

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir